CBS Özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CBS Özet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri 1-14 Ünite Power Point Sunumu

İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) Acil Yardım ve Afet Yönetimi Sağlıkta Lisans Tamamlama Bölümü Coğrafi Bilgi Sistemlerine Giriş Dersine Ait Power Point Sunumları.

Coğrafi Bilgi Sistemlerine Giriş Dersine Ait 1.Ders sunumu Aşağıdadır.CBS ye ait 14 ders sunumu sizler için eklenmiştir.Ayrıca CBS ders kitabı, konu özetleri Online sınavlarda www.cokbiliyo.com da yayınlanmıştır.


Aşağıda yer alan sunumları pc nize indirerek izleyebilirsiniz.Her ünite ayrı ayrı sayfalarda açılmaktadır.Sorun yaşarsanız lütfen konu altındaki yorum bölümünden bildiriniz.Cep telefonundan yorum yazmak için masa üstü sürümünü göstere tıklayınız.

  1. Ünite Power Point Sunumu
  2. Ünite Power Point Sunumu
  3. Ünite Power Point Sunumu
  4. Ünite Power Point Sunumu
  5. Ünite Power Point Sunumu
  6. Ünite Power Point Sunumu
  7. Ünite Power Point Sunumu
  8. Ünite Power Point Sunumu
  9. Ünite Power Point Sunumu
  10. Ünite Power Point Sunumu
  11. Ünite Power Point Sunumu
  12. Ünite Power Point Sunumu
  13. Ünite Power Point Sunumu
  14. Ünite Power Point Sunumu



COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ÖZETLER

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ONLİNE SINAV FİNAL

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ONLİNE SINAV KONU SONU SORULARI


COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ DERS KİTABI PDF

















AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri Özetleri 1-14 Haftalar

Coğrafi Bilgi Sitemleri dersi için hazırlanan bütün materyallerin linkleri aşağıdadır.
İstediğiniz konuya ulaşmak için linklere tıklayınız.
Sizler için hazırlanmış materyaller için görüş öneri ve şikayetleriniz için lütfen yorum yazın veya mail ile ulaşın.
Eklenmesini istediğiniz ders veya materyaller için iletişime geçiniz.







AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri 14. Ünite Özeti


14. CBS İLE DEPREM VE SU YÖNETİMİ UYGULAMALARI

Bilindiği üzere CBS ile deprem uygulamaları, deprem zararlarını azaltmanın deprem
öncesi ve sonrasında depremin tahmin ve etkilerinin anlaşılmasında yapılacak çalışmalar olarak belirtilebilir. CBS ortamında üretilen çok değişkenli modeller, farklı sayıdaki değişken arasındaki ilişkilerin incelenmesinde ve analiz edilmesinde güçlü tekniklerdendir. Bu teknikler kullanılarak deprem hasar riski analiz edilip, problemli alanlar tespit edilebilir. Bu bağlamda çok kriterli karar verme yöntemleri çokça tercih edilmektedir.Hayatın havadan sonra bir diğer vazgeçilmezi de sudur. Bu nedenle yönetimi de hayatidir. Suların kullanımından, planlanmsından, kirliklerinin önlenmesinden su taşkınlarına kadar bir dizi su yönetim süreci söz konusudur. Bu bakımdan birkaç su yönetimi konusu üzerinde durulacaktır. Seyelanlar va su taşkınları, meydana geliş sıklıkları, etkilediği alanların büyüklüğü ve ortaya çıkardığı zararlar bakımından afet yönetimini gerektirir. Yağış rejimleri,akarsu havzalarındaki orman tahribatı, aşırı ve plansız yapılaşma, akarsu yatakları üzerindeki yanlış mühendislik uygulamaları taşkınların karakter, sıklık ve etkileme alanları üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. Bilindiği gibi deprem esnasında yer kabuğunu oluşturan plakalar kendisini sınırlayan çizgiler olan faylar boyunca ani olarak kayarlar. Bu tür tektonik depremlerde ortaya çıkan yer değiştirme dalgaları sönümlenerek uzaklara yayılır. Böylece her ne kadar deprem odağında yer yayılırlar.

Bunun için sismik ağlardan alınan verilerle sismik tehlike zonlaması yapmak gerekir. Bunun için jeoteknik haritalama, yeraltı suyu modellemesi ve topografik modelleme gibi kontrol edici parametreklere de ihtiyaç duyulur. Fayların diri olup olmadıklarının tespiti burada başat faktörü teşkil eder. Bunun için ise interferometrik SAR görüntüleri ve GPS ile aktif faylar yakınındaki kabuk hareketinin izlenmesi olumlu sonuçlar vermektedir. Bu işlemle birlikte depremlere bağlı yer değiştirmelerin veya yüzeyde meydana gelen deformasyonların tespit edilmesi de sağlanabilmmektedir. Bundan başka deprem sonrasında hasar gören binaların tespit çalışmaları ve sigorta süreçleri CBS ve UA ile yönetilebilmektedir. Deprem hasar riski üzerinde çeşitli
faktörler etkili olmaktadır. Bu bağlamda bir depremin oluşturacağı etkinin boyutu ve depremin karakteristiği özellikle yersel faktörlere bağlı olarak değişir. Llitoloji, fay hatlarına olan mesafe,deprem bölgeleri derecelendirmesi, en büyük yer ivmesi, hidrojeoloji, yerşekilleri, eğim ve akarsulara mesafe gibi etmenlerdir. Bu kapsamda bazı temel verilere ihtiyaç söz konusuolmaktadır. Bunlar:
Sayısal jeolojik veriler
Litolojik yapı özellikleri
Zeminin direnç özellikleri
Zeminin geçirimlik özellikleri
Fayların özellikleri

Meydana gelmiş depremlerin sınıflandırılması ve haritalanması
Fayların üretebileceği olası deprem büyüklüğünün tespiti ve sayısallaştırılması
Azalım formüllerinin saptanmasıEş şiddet haritalarının hazırlanması gibi…
Taşkınlar büyük debi, yüksek su seviyesi ve büyük hızlar ile karakterize edildiğinden
akarsular üzerinde inşa edilen tüm yapılar için taşkın debilerinin bilinmesi ve bunların zararsız hale getirilmesi gerekir. Bu bakımdan taşkın kontrolü, taşkın zararlarını azaltmak ve bütünüyle önlemek için yapılan çalışmaları kapsar. Ancak taşkın değerleri pek çok değişkenden etkilenmekte olup, taşkınlar hiçbir zaman belirli bir kural ve modele uyarak meydana gelmezler.Buna rağmen taşkına etki eden faktörlerin ve istatistiki verilerin iyi etüt edilmesi sonucu,birtakım ihtimal hesaplamaları ve CBS tabanlı risk analizleri ile potansiyel taşkın sahaları haritaları yapılabilmektedir.
Bir akarsu havzasında, taşkınlar; yağış şiddeti, süresi, yağış alanı büyüklüğü, havza
şekli, biçimi, arazi eğimi, akarsu çıkış noktasından olan seviye farkları, çıkış noktasına mesafesi, geçiş süresi, zeminin nem ve geçirimlilik özelliği bakımından, litolojik ve toprak tekstür özelliği, zemin örtüsü ile ilgili bilgi ve özelliklere bağlıdır.SAM üretimi, Havza ve alt havzalara ait sınır özelliklerinin belirlenmesi, akarsuların akış yapılarının belirlenmesi, vadi ve su kütlesi morfometrilerinin hesap edilmesi,jeomorfolojik birimlerin ve akarsu ağlarının resmedilmesi, onların morfometrik analizleri, zemin özelliklerinin haritalanması, iklim hariştalarının oluşturulması, beşeri yapıların belirlenmesi özellikle akarsu yatakları ve çevrelerinde önleyici yapılar, tarım ve yerleşim sahalarının sınırlandırılması, flora ve fauna yapısı, nüfus ve beşeri karakterlerin belirlenerek haritalanması CBS çalışmalarında özellikle hidrolojik analizde, risk tespitinde ve su yönetimi modellemelerinde zaruridir.
Etkili taşkın yönetimi, su taşkını hasarını azaltmak için düzeltici ve önleyici tedbirlerin bir kombinasyonudur. Etkili taşkın yönetimi ve önlemler imar, alt havza ve bölüm veya yapı gereksinimleri ve özel amaçlı taşkın yatağı morfometrik özellikleri dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan gelen verilerin entegre edilmesini gerektirir. Taşkın üreten akarsu kıyılarındaki potansiyel taşkınların etkileme alanlarının bilinmesi önemlidir. Modellemelerle belirlenen taşkında, su yüzeylerinin yüksekliği tahmin edilebilir ve böylece akarsuların taşkın yatakları üzerindeki yanlış arazi kullanımlarını taşkından korumak için önlemler alınabilir. Hidrolik analizlerle akarsu yatakları üzerinde köprü, savak, leve, baraj ve kanal düzenlemesi gibi çalışmalar da daha doğru ve uygun yapılabilmektedir.Alternatifli potansiyel taşkın sahaları, risk ve etkinlik dereceleri belirlenmelidir. Taşkın öncesi, sırası ve sonrası su yayılma sahaları ve derinlikleri bilimsel veri ve modellerle öngörülmelidir. Akarsuların akımları 3d, 2d, 1d, 0d akım modelleri ile simüle edilmelidir
Bunlar haritalar ve akıllı sunumlar ile görselleştirilmelidir.

İNDİRME LİNKİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ LİNKLER

Coğrafi Bilgi Sistemleri Ders Kitabı 

AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri 13. Ünite Özeti

13. CBS TABANLI MODELLEME İLE KURAK VE YARIKURAK BÖLGELERİN TESPİT EDİLMESİ VE HARİTALANMASI

13.1. Türkiye’de Kurak-Yarıkurak Bölgelerin Belirlenmesinde
Kullanılan CBS Tabanlı Model İçin Kullanılan Ölçütler
Çalışmamızda yerşekilleri, klimatik özellikler, bitki örtüsü, drenaj ve toprak
hususiyetleri dikkate alınarak yurdumuzun yarıkurak bölgesinin sınırları tespit edilmeye çalışılmıştır.
Drenaj Özellikleri;
Drenaj karakterleri kurak, Yarıkurak ve nemli bölgeleri karakterize eden önemli bir
unsurdur. Bu bakımdan üç tür havza söz konusudur. Birincisi ekzoreik havzalardır. Bu havzalar sularını açık denizlere ulaştırırlar. Dolayısıyla genel taban seviyesine bağlı bir şekillendirme söz konusudur. Ve bu sahalar nemli bölgelerdir. İkincisi akıştan yoksun areik havzalardır. Bu havzalarda allojen akarsuların dışında akarsu mevcut değildir. Şekillendirme yerel taban seviyesine bağlıdır. Bu havzalar ise esas veya asıl kurak bölgeleri meydana getirir. Bu ikisinin dışında kapalı havzalar bulunmaktadır. Bu havzalar andoreik sahalar olarak isimlendirilirler. Burada aşındırma bazı bölgelerde yerel bazı bölgelerde ise genel taban seviyesine göredir.Burada andoreizmin klimatik ve orografik nedenleri olabilir. İşte sözü edilen bu andoreik sahalar büyük oranda yarı kurak sahalara karşılık gelir. Özellikle yerşekillerine bağlı olarak akarsular büyük zirveleri aşarak denize ulaşamıyorsa orografik andoreizm söz konusudur vebu durum burada yarı kuşak koşulların varlığını diğer ölçütlere bakarak tespit etmeyi gerektirir.Dolayısıyla andoreik havzalar kısmen ise yarı nemli olarak telakki edilir. Yarıkurak sahalarda akarsu ağları reliktir. Geçmişin nemli devrelerinden intikal etmiş olup, bugün ancak varlıklarını muhafaza edebilmektedirler. Hâkim süreç olarak yüzeysel akış olan seyelan etkindir. Bu bakımdan yurdumuzda 3 büyük kapalı havza grubu bulunur. Bunlar; Hazar Denizi Van Gölü ve Konya-Afyon-Göller Yöresi Kapalı Havzalarıdır
Melendiz suyunun döküldüğü Tuz gölü kapalı havzası bu sahadaki en büyük havzadır.
Orografik etkenler olmakla birlikte Tuz gölü kapalı havzası daha çok yarıkurak iklim şartlarının hâkim olduğu özellikle yaz mevsiminde sıcaklık ve buharlaşmanın büyük değerlere ulaştığı klimatik andoreizm sahasıdır.

Türkiye’nin Kapalı Havzaları Haritası
  
Yerşekilleri;
Yarıkurak bölgelerdeki topografya şekilleri seller, seyelanlar, akarsular ve rüzgâr gibi tmenlerin, mekanik parçalanma, çözülme ve kütle hareketleri gibi süreçlerin etkisinde oluşmuş bağımsızdır. Şekillenme yerel taban seviyelerine göredir.


Türkiye’nin Yarıkurak Bölge Yerşekillerinin Görüldüğü Sahalar

Bugün var olan bazı yerşekillerinin varlığını en fazla Miyosen sonuna kadar
Götürebiliriz
.
Toprak Özellikleri;
Çorak (tuzlu-alkali), kızıl renkli kireçli topraklar, kahverenkli ve kestane renkli

topraklar yarıkurak bölgelerde görülen başlıca toprak tipleridir.


Türkiye’nin Yarıkurak Bölgelerinin Toprak Haritası

Toprağın en önemli özelliği, alt toprak katında yoğun kireç yumrularının bulunmasıdır. Bu özelliği ile alt toprak katı, A horizonuna nazaran açık renklidir.
Erzurum Ovası'nın batı kesiminde çakıllar üzerinde gelişen kahverengi toprakların alt
katında kireç yumruları görülmemektedir. Bunun nedeni, A horizonundan taşınan karbonatların çakıllı seviyelerden kolaylıkla taşınmalarıdır.

Bitki Örtüsü;
Orman örtüsünden tamamen yoksun esas kurak bölgelerde çölümsü stepler

görülmektedir. Yarı kurak bölgelerde ise farklı tip stepler ve savanlar bulunur.


Türkiye’nin Yarıkurak Bölgelerinin Bitki Örtüsü Haritası

İç Anadolu'da bozkır vejetasyonunu oluşturan bitkiler ise şunlardır: yavşan, kekik,
sorguç otu, yabani badem, karaçalı, kebere, geven (kardikeni, kirpi dikeni) bunlardan
bazılarıdır

İklim Özellikleri;
Kurak ve yarıkurak bölgeler iklim bakımından iki farklı yönteme göre sınıflandırılabilir.Bunlardan birincisi yalnızca yağışa bakarak yapılan değerlendirmedir. 200- 400 mm arasında yağış alan sahalar yarıkurak, 200 mm’nin altında ise kurak sahalar olarak tasnif yapılabilir
İkinci yöntem ise bazı formül ve yaklaşımlar gerektirir. Burada iklimin sadece yağıştan
ibaret olmadığı vurgusu vardır. Yıllık yağış toplamı, yıllık sıcaklık ortalaması, yağışın etkinliği, rejimi, bulutluluk oranı, güneşlenme oranı, buharlaşma, terleme, sızma, rüzgâr hızı ve etkinliği, termik amplütüd, en az yağışlı ay ve en çok yağışlı ay arasındaki miktar oranı da bu bakımdan dikkate alınmaktadır.



Türkiye’de Erinç Yağış Etkinliğini Formülü Bakımından Yarıkurak Bölgeler Haritası

İklimin 3. elemanı olarak burada rüzgârı dikkate almak icabeder. Rüzgâr, mekanik
çözülme ve seyelanla yerinden koparılan taneleri taşımak suretiyle etkisini gösterir. Rüzgârın şekillendirici bir etken olarak etkisi, aşındırma ve taşıma süreçlerinden oluşur
Rüzgârın şekillendirici etkisi, zemin tabiatından ve insanın tarımsal faaliyetlerinden de teşvik görür.


Türkiye’nin Yarıkurak Bölgelerinin Rüzgâr Etkinlik Haritası

13.2. CBS Tabanlı Model İle Türkiye’de Kurak-Yarıkurak Bölgelerin
Sınırlandırılması ve Derecelendirimesi
Yarıkurak bölge, özellikle İç Anadolu’da oldukça geniş bir bölge olarak ortaya
çıkmıştır.

Türkiye’nin Yarıkurak Bölgeler Haritası

Burada seyelân kuvvetlidir. Seyelânın etkisi, yamaçların sayısız yarıntılarla
kaplanmasına, adeta bir badlands görünümünün ortaya çıkışma neden olur

Kurak bölgelerde hâkim aşındırma etmeni rüzgârdır ve onun aşındırma ve biriktirme
faaliyetine bağlı olarak meydana gelmiş yerşekilleri topografyanın önemli unsurlarını teşkil eder.
Esas kurak bölgeler rüzgâr etkisinin daha fazla etkiye erişmesi fiziksel çözülmenin
büyük önem kazanması, kütle hareketlerinin sınırlı ölçülere karşılık gelmesi sürekli akarsuların yokluğu, buna karşılık seyrek, fakat kuvvetli sağanaklara bağlı olarak oluşan sellerin ve seyelanların önemli bir şekillendirme etkeni özelliği kazanmaları ve özellikle genel şekillenmenin, son taban seviyesini oluşturan deniz seviyesinden bağımsız olarak oluşması ile gelişmişlerdir.
Yarı kurak bölgelerde ise şekillenmede akarsuların etkisi daha kuvvetlidir. Fakat bu etki yine belirli zamanlara karşılık gelir. Burada da yüzeysel ve yana aşındırma çok önemli rol oynar.

İNDİRME LİNKİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ LİNKLER

Coğrafi Bilgi Sistemleri Ders Kitabı 

AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri 12. Ünite Özeti

12.1. İstanbul Konurbasyonunun Yeni Habitat Adacığında CBS
Tabanlı Jeoekoloji Planlama Analizi
Planlama ile ılgili yapılan veriler
a)Yerküre ve insan arasındaki ilişkileri inceleyen coğrafyanın, teorik bilgilerinin
toplumla buluştuğu en seçkin uygulama alanlarından birisi de multidisipliner özellikteki jeoekoloji kapsamında yapılan planlama çalışmalarıdır.
b)Planlama çalışmaları mekânın amaca en uygun şekilde düzenlenmesini hedefler.
c)Planlama çalışmaları bir sahanın belirli bir amaç için uygun olup olamayacağını
içerir.
d)Planlama çalışmaları sahanın kendi sınırları içerisinde belirlenen amaç için
uygunluk sınıflarının tespit edilmesini kapsar.
sorusunun çözümü CBS teknikleri yardımıyla ortaya koyulmuştur.
Bu planlama analizi bir bakıma çevresel duyarlılık analizi olarak da ifade edilebilir.Bu karmaşık yapıda amaca uygun planlamanın yapılması CBS uygulamaları ile çok daha kolay ve güvenilir olmaktadır.
Ayrıca bu etkili faktörlerin sistematik planlama uygulamalarında ekonomik ve sosyal durumlarını da ifade etmek ve hesaplamalarda alternatifler üretmek bakımından da önemlidir. Bu nedenle planlama konusunda bu çerçevede birçok çalışma
gerçekleştirilmiştir. Bunların yanı sıra faktörlerin etkinlik derecelerinin tespitinde de bir çok ihtimal ve olasılık kuramları da kullanılır olmuştur.
Plansız nüfus toplanma sahalarının oluşması ve bu artışın meydana getirdiği baskı, son

yıllarda İstanbul’da yeni nüfus toplanma alanlarına gereksinim duyulmuştur.



Çalışma Sahasının Konumu


12.2. İstanbul Konurbasyonunun Yeni Habitat Adacığında
Planlamada Etkili Olan Başlıca Faktörler

Coğrafi ortam veya üzerinde yaşanılan saha, bir yandan konum, topografya, jeolojik
yapı ve litolojik karakterler, iklim, toprak, vejetasyon, hidrolojik özellikler; bir yandan da yerleşme tarihi, nüfus, sosyal karakterler, tarihi gelişim, idari ve hukuki sorunların etki ve izleri gibi birbirine sıkı sebep ve sonuç ilişkileriyle bağlı fiziki ve beşeri faktörlerden oluşan kompleks bir yapıdır.
Kompleks bir yapıya sahip çalışma sahasının, yerleşme için uygunluk sınıflarının
araştırıldığı bu analizde; sahanın yükselti, eğim, bakı, litoloji, arazi kullanım özellikleri ile fay hattından, akarsu hatlarından, ulaşım ağlarından ve hava alanından uzaklık gibi faktörler üzerinde durulmuştur.


İnceleme alanının etkili faktörler bakımından özellikleri aşağıdaki gibidir. Yükselti bakımından, en yüksek noktayı 537 m yükseltiye sahip Aydos Dağının zirvesi meydana getirir. Yükseltinin en düşük olduğu kısım Aydınlı yerleşmesinin güneydoğusunda ki 20 m seviyesidir





Çalışma Sahasının Yükselti Seviyeleri Haritası

Çalışma sahasında eğim değerleri 0 ile 75,8 º arasında değişir. En yüksek eğime sahip

yerlerde eğim değerleri 75,8 º yi bulmaktadır (Şekil 154) ancak bu yüksek değerler sahanın çok küçük bir kısmında (% 0,05) görülür

Çalışma Sahasının Eğim Haritası
Eğim değerlerinin büyük olduğu kısımlar, genellikle kısa mesafeler dâhilinde birden
yükselti meydana getiren tepelerin yamaçlarında görülür.

Bakı sınıfları bakımından yalnızca ana yönlere göre yapılan değerlendirmede (Şekil
155) en büyük alanın (% 72,04 ü) güneye baktığı görülmektedir



Çalışma Sahasının Bakı Haritası

Çok büyük bir alan kaplamamasına rağmen inceleme alanı litolojik özellikleri
bakımından çok çeşitli bir yöredir.


Çalışma Sahasının Litoloji Haritası


Çalışma Sahasının Fay Hattından Uzaklık Haritası

Çalışma sahasının başlıca akarsuları; Köy Deresi, Büyük Göl Deresi, Gökçe Dere,
Büyük Dere, Kum Dere, Uzun Dere, Gökçebeyli Deresi, Bostan Deresi ve Doğan Deresidir. Bu akarsulara katılan kolları ile birlikte inceleme alanının drenaj sistemini teşkil ederler



Çalışma Sahasının Akarsu Hatlarından Uzaklık Haritası



Çalışma Sahasının Ulaşım Hatlarından Uzaklık Haritası

Havaalanından uzaklık özellikleri bakımından, inceleme alanında Kurtköy’ün hemen

kuzeyinde Sabiha Gökçen Havaalanı bulunur.



Çalışma Sahasının Havaalanından Uzaklık Haritası
Çalışma sahasının arazi kullanım özellikleri, güncel ve çözünürlük bakımından
çalışmamızın amacına uygun olması bakımından, 2006 yılı Mayıs ayı LandSat ETM uydu
görüntüsü üzerinden belirlenmiştir.
12.3. İstanbul Konurbasyonunun Yeni Habitat Adacığında Planlama
Eşik Analizi
Bu aşamada elde edilen verilerin birlikte değerlendirilmesi ile analizleri yapılmıştır.
Ancak çalışmada kullanılan etkili faktörlerin derecelendirilmesinde bazıları nesnel bazıları ise öznel nitelikler taşımaktadır
CBS değerlerinin verilmesi iki aşamada yapılmıştır. Birincisi etkili faktör kendi
içerisinde sınıflandırılmış ve değeri atanmıştır. İkinci aşamada ise tüm etkili faktörler birbirlerine gör değerlendirilmiş ve derecelendirilmiştir.
Nihai analiz sonucu bakımından ormanlar ve su koruma havzaları her durumda yerleşme
için önerilmeyen sahaları meydana getirir. Her iki grup yerleşim birimi ile sanayi tesislerinin kuruluş yerlerinin uygunluk durumunu ortaya koymak için birinci analizde dikkate alınmamışlardır. İkinci analizde ise yalnızca boş, açık alanlar dikkate alınarak bu saha üzerindeki durum incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda iki farklı uygunluk haritası oluşturulmuştur. Bunlardan birincisinde hali hazırda kurulu bulunan yerleşmelerin de uygunluk sınıfları gösterilmiştir. İkincisinde ise yalnızca açık arazilerin bu bakımdan derecelendirilmesi yapılmıştır.

İNDİRME LİNKİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ LİNKLER

Coğrafi Bilgi Sistemleri Ders Kitabı 

AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri 11. Ünite Özeti

11. UA VE CBS TEKNOLOJİLERİ İLE ARAZİ KULLANIMINDAKİ DEĞİŞİMİN TESPİTİ

11.1. Uzaktan Algılama ve CBS Teknolojileri İle Bolu İlinde Arazi
Arazi örtüsü değişimi çarpık kentleşme, plansız yapılaşma gibi uygulamaların neticesinde doğal koşulların aleyhine gelişme göstermektedir.
İnceleme alanının zemin örtüsü özellikleri 1990, 2000 ve 2010 yıllarına ait Landsat
(MSS-ETM- ETM+ ve Aster görüntülerinden sağlanmıştır. Uydu görüntüleri Erdas8,7
programından faydalanılarak, Orman alanlarının, yerleşim yerlerinin, tarım sahalarının ve su
alanlarının ortaya konulduğu arazi kullanım özellikleri tespit edilmiştir.


Sınıflandırma İşlem Akışı


Sınıflandırma İşlem Akışı
Uydu görüntülerinde mevcut bulunan aynı spektral özellikleri taşıyan nesnelerin
gruplandırılması temeline dayanan sınıflandırma ile eldeki referans veriler kullanılarak doğruluk analizleri yapılmıştır
Sınıflandırma sonuçları daha sonra vektör haline getirilerek
CBS ortamında analizler için hazır hale getirilmiştir
Görüntülerin sınıflandırılması iki aşamada gerçekleşmektedir.
İlk aşamada çalışma alanından hangi arazi sınıflarının çıkartılabileceğinin görülmesi, kısaca ön bilgi elde edilebilmesi amacıyla kontrolsüz
sınıflandırma uygulanmıştır
ikinci aşama olan kontrollü sınıflandırma işlemine geçilmiştir
                        ARAZİ KULLANIM SINIFLARI
1.tarım sahaları,
2.yerleşim alanları
3.orman alanları
4.su yüzeylerine ait sınıflar
5.ulaşım ağları
                        SINIFLANDIRMA İŞLEMLERİ
1.Kontrollü sınıflandırma..belirlenen tipleri kontrol imkânı vermektedir
2.Temel Bileşenler Analizi (Principal Component Analys)..uygulanmış ve önceden belirlenen sınıflara ait örnekleme bölgeleri toplanması işlemine geçilmiştir.
3.Geocover sınıflarının konumları ve referans verilerden yararlanılmıştır.
4.En Yüksek Olasılık (Maksimum Likelihood) kontrollü sınıflandırma yöntemi uygulanmıştır
Sınıflandırma işlemlerinin tüm aşamalarında ErdasImagine8.7 yazılımı kullanılmıştır.
Sınıflandırma işlemi bitirildikten sonra yapılan işlemlerin doğruluğunu tespit etmek
amacıyla sınıflandırılan görüntüler için doğruluk analizi yapılmıştır


CBS ortamında daha anlamlı olarak irdelenebilmesi amacıyla sonuçlara 3x3 likmedian filtre uygulanmıştır. Böylece fazla olan piksel sayısının azaltılması yoluna gidilmiş ve görüntüler genelleştirilmiştir.



Filtrelemeden Önceki Durum


Filtrelemeden Sonraki Durum

Filtreme sonuçları Arc GIS 9.2 programı ve ilgili menüleri kullanılarak raster formattan vektör formatına dönüştürülerek GIS ortamına aktarılmıştır. Bu aşamada ise değişim ve onun oranı ile yönü ortaya konulmuştur. Ayrıca üç farklı yıla ait uydu görüntülerine göre; inceleme alanı ve yakın çevresinde büyük bir sahada arazi kullanım sınıflarının belirlenmesi nedeniyle çok ayrıntılı bir sınıflandırmadan ziyade genel bir kanaat oluşturması bakımından (1) orman, (2) tarım, (3) Yerleşme, (4) su yüzeyi olmak üzere farklı 4 zemin örtüsü sınıfı tanımlanmış ve değerlendirilmiştir


11.2. Bolu İlinin Arazi Kullanım Özellikleri
1990 yılı arazi kullanım özellikleri bakımından kapladığı alana göre, zemin örtüsünün
yarıdan fazlasını tarım sahaları meydana getirmektedir

1990 Yılı Arazi Kullanım Özellikleri
2000 yılı arazi kullanım özellikleri bakımından kapladığı alana göre, zemin örtüsünün ½
den fazlasını yine tarım sahaları meydana getirmektedir.



2000 Yılı Arazi Kullanım Özellikleri


2010 Yılı Arazi Kullanım Özellikleri

11.3. Bolu İlinde 1990 dan 2010 a Arazi Kullanımındaki Değişimin Saptanması


Arazi Kullanım Sınıflarının 1990-2000 Ve 2000-2010 Yıllarındaki Değişim Eğilimi

1.Tarım sahaları 1990 yılında 4534,48 km² alan kaplarken 2000 yılında 4637,35 km² ye
Çıkmıştır. Bu dönemde tarım sahaları 102,87 km² saha kazanmıştır. Bu artış miktarı
orman sahalarının tahrip edilmesi ile elde edilmiştir.
2010 yılına gelindiğinde ise 4499,9 km²ye inmiştir. 2000 yılı ile 2010 yılı arasındaki azalış 137,45 km² dir. Bu azalış, nüfus artışı ve şehirleşme ile birlikte yerleşme sahalarının artması ile olmuştur.



Tarım Sahalarının 1990 dan 2010 Kadar Değişim Grafiği

2.Orman sahaları 1990 yılında 3795,77 km² alan kaplarken 2000 yılında 3660,38 km² ye
inmiştir (Şekil 148). Bu azalış eğilimi 2010 yılına kadar devam etmiş ve 3647, 15 km² ye inmiştir. Orman sahaları 1990-2000 yılları arasında 135,39 km² alan kaybetmiştir. Azalış devam etmiştir fakat azalış miktarı düşük değerlerde kalmıştır. 2000- 2010 yılları arasındaki azalış miktarı 13,23 km² olarak gerçekleşmiştir



Yerleşme Sahalarının 1990 dan 2010 Kadar Değişim Grafiği
Orman Sahalarının 1990 dan 2010 Kadar Değişim Grafiği
3.Yerleşmeler orman sahalarının aksine her dönem giderek saha kazanmış ve alanının
genişletmiştir. Yerleşmeler 1990 yılında 94,06 km² alan kaplarken 2000 yılında 125,4 km² ye çıkmıştır
Bu artış eğilimi 2010 yılına kadar devam etmiş ve 269,68 km² ye çıkmıştır. Yerleşmeler

1990-2000 yılları arasında 31,34 km² saha kazanmış, bu değer 2000-2010 yılları arasında ise 144,28 km² ye çıkmıştır. Bu artış büyük oranda tarım sahalarının kısmen de orman sahalarının işgal edilmesi ile gerçekleşmiştir
4.Su yüzeyleri de yerleşme sahaları gibi benzer karakterler göstermektedir. Su yüzeyleri 1990 yılında 4,92 km² alan kaplarken 2000 yılında 6,1 km² ye çıkmıştır
Bu artış eğilimi 2010 yılına kadar devam etmiş ve 12,5 km² ye çıkmıştır. Su yüzeyleri
1990-2000 yılları arasında 1,18 km², 2000-2010 yılları arasında ise 6,4 km² alanını
genişletmiştir. Artış büyük oranda tarım sahalarının işgal edilmesi ile gerçekleşmiştir. Su yüzeylerinin artmasında doğal göllerin artmasından ziyade yapay baraj göllerinin inşası ve alanlarını genişletmesi ile ilgilidir.


Su Yüzeylerinin 1990 dan 2010 Kadar Değişim Grafiği

11.4. Uzaktan Algılama Teknolojileri İle Bolu İlinde Arazi
Son yirmi yılı kapsayan dönem için yapılan bu arazi değişimi analizi, arazi örtüsü
sınıflarında bir değişimin olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca bu çalışmanın sonucu, inceleme alanında değişimin hızı ve büyüklüğü ile Plansız nüfus toplanma sahalarının oluşması, çarpık kentleşme ve degradasyon arasında bir paralellik olduğunu da ifade etmektedir Tüm dünyanın bir gerçeği olan bu durum inceleme alanındabelirgin olarak görülmektedir. inceleme sahası büyük oranda tarım ve orman sahalarından oluşmaktadır. Bolu Ovası ve diğer ovalar önemli derecede verimli tarım arazisi olup ovalarıçevreleyen dağlar genellikle ormanlarla kaplıdır.
İnceleme sahasında tarımsal faaliyetler öncelikli geçim kaynağı olarak dikkate çekmektedir. Bu nedenle tarımsal alan kaybını önlemek için bazı önlemler almak zaruridir. Bunlar ise kısaca aşağıdaki gibidir; Tarım dışı ekonomik faaliyetlerin tarımsal üretim üzerinde oluşturduğu sorunların araştırılması,Değişik sanayi türlerine göre yer seçimi yapılması, Sulama kanallarının civarındaki yapılaşmaların önlenmesi, Tarım alanlarının korunması konusunda merkezi ve yerel örgütler arasında gerekli iletişim ve işbirliğinin sağlanması, Tarımsal alan kaybı sorununun kaynağından
çözümlenmesinin ana ilke olarak benimsenmesi, Otoyol ve sanayi kuruluşları ile öteki
yapılaşmalar daha iyi bir planlama ile ova topraklarının dışına taşınması, Tarımsal üretime elverişli olmayan alanların şehirsel yerleşim ve sanayi alanlarına açılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve söz konusu faaliyetler için daha fazla desteğin sağlanması gerekmektedir.
Bu önlemler çerçevesinde verimli tarım alanlarının yerleşim alanı olarak kullanımı
önlendiği gibi sanayinin neden olduğu kirlenmenin de önüne geçilmiş olunacaktı.

İNDİRME LİNKİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ LİNKLER

Coğrafi Bilgi Sistemleri Ders Kitabı 

AUZEF AYAY Cografi Bilgi Sistemleri 10. Ünite Özeti

10. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE EROZYON UYGULAMALARI
10.1. Erozyon Analizlerinde Kullanılan CBS Tabanlı Yöntemler

Bu bölümdeki başlıca amaç Coğrafi Bilgi Sistemlerinin ve Uzaktan Algılama
Teknolojilerinin kullanım alanlarından birisi olan erozyon analizlerinde ve haritalanmasında önemini ortaya koymaktır. İnceleme sahasının erozyon duyarlılık sahalarının tespit edilmesinde ise CBS tabanlı RUSLE 3D Modeli kullanılmıştır. Uygulama için İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Durusu Baraj Gölü Havzası tercih edilmiştir.
Bir sahadaki erozyonunun türünü ve boyutunu pek çok özellik etkilemektedir. Ancak
ilk bakışta; anakaya, yükselti, eğim ve bakı gibi yerşekillerine ait özellikler, sıcaklık yağış, nemve rüzgâr gibi iklim elemanları, bitki örtüsü ve insan gibi faktörlerin etkisi gibi karmaşık bir olaylar bütününün erozyonu şekillendirdiğini söylemek mümkündür. Taşınan toprak miktarının tahmini veya hesaplanması amacını güden birçok değişik yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemlerden bazıları aşağıdaki gibidir.
SIMWE (Simulated of WaterErosion),
WEPP (WaterErosionPrediction Project Erosion Model)
CASC2D (Rainfall - Runoff Model),
CORINE (Coordination of Information on the Environment),
DGCONA (General DirectoratefortheConservation of the Nature),
USLE (Universal SoilLossEquation),
RUSLE (Revised Universal SoilLossEquation)…
10.2. Durusu Havzasında Erozyon Duyarlılık Sahalarının
Sınıflandırmasında Kullanılan CBS Tabanlı Yöntem
Çalışmamız, erozyon bakımından etki eden faktörleri ayrıntılı bir şekilde bilgisayar ortamında değerlendirerek nitelik ve nicelik bakımından gerçeğe yakın sonuçlar verebilen ve tüm dünyada kabul gören RUSLE tekniğinin kullanılmasıyla duyarlı sahaların tespit edilmesi ve haritalanması üzerine odaklanmıştır.
İnceleme alanında potansiyel erozyon risk alanlarının belirlenmesi ve bu alanların sınıflandırılması için, Evrensel Toprak Kaybı Denklemi (USLE)’ nin geliştirilmesi ile ortaya Formül ve içeriği aşağıda belirtilmiştir.
A = R .K .LS .C . P
A : Yıllık Ortalama Toprak Kaybı (ton/ha/yıl)
R : Yağış Erozyon Faktörü
K : Toprak Erozyon Faktörü
LS : Yamaç Uzunluk ve Eğim Faktörü
C : Zemin Örtüsü Faktörü
P : Erozyon Önleyici Diğer Faktörler

Erozyonu şekillendirici etkileri bulunan eğim, bitki örtüsü ve toprak özellikleri dikkate alınarak erozyona etki ettikleri boyut oranında bir duyarlılık sınıflandırması oluşturulmuştur
10.3. Durusu Havzasında Erozyon Duyarlılık Sahalarının
Sınıflandırmasında Kullanılan Erozyon Üzerindeki Etkili Faktörler
Yağış Erozif Özelliği; iklim özellikleri özellikle de onun yağış unsuru erozyon üzerinde
önemli etkilere sahiptir.

Durusu Havzasının Yağış ErozifHaritası

Yamaç Eğim, Uzunluk ve Yükselti Özelliği;eğim, yükselti, bakı, yarılma derecesi ve
yamaç profili gibi özellikler jeomorfolojik faktörler olarak değerlendirilmektedir.
Bu özelliklerden yamaç eğim- uzunluk – yükselti özelliği erozyonun boyutunu belirleyen önemli bir faktördür Çünkü erozyona neden olan suyun akışı ve hızını eğim şartları yönlendirmektedir.Erozyon miktarı ile eğim değerleri arasında doğru bir orantı bulunmaktadır. Aşınma ve birikme alanları olmaları bakımından yamaçların konkav ve konveks profillerine ait özelliklerin ortaya konulması bakımından da bu faktör belirleyici olmaktadır.
Akış haritası (Şekil 123) ve yamaç eğim, uzunluk ve yükselti haritalarına göre (Şekil
124) havzanın ağırlık merkezine karşılık gelen bir sahada duyarlı değerlerin yoğunluk
kazandığı görülmektedir


Şekil 123: Durusu Havzasının Akış Yönü Haritası
Toprak Direnç Özelliği; toprak, hem erozyon olayının gerçekleşmesi için gerekli
materyali sağlaması hem de erozyona neden olan önemli faktörlerin başında gelen yağış sularını absorbe etmesi ve yağış vberozif güçlere karşı direnç gösterme derecesi bakımından önem taşımaktadır


Durusu Havzasının Toprak Sınıfları Haritası


Durusu Havzasının Toprak Direnç Haritası

Zemin Örtüsü Özelliği; yağış, sızma ve akım arasındaki ilişkiyi şekillendiren ayrıca
yağmur esnasında düşen su damlalarının zemine yaptığı darbe etkisini belirleyen faktörlerin başında zemin örtü özelliği bu örtünün zemini kaplama derecesi gelmektedir.


Durusu Havzasının Zemin Örtü Sınıfları Haritası

Erozyon Önleyici Diğer Özellikler, erozyon önleyici diğer özellikler diğer bir deyişle
erozyon kontrol teknikleri aşınmaya ve taşınmaya imkân hazırlayan suyu absorbe veya kanalize ederek etkisini en aza indirmeyi amaçlar.


Durusu Havzasının Erozyon Önleyici Faktörler Haritası

10.4. Erozyon Hesaplama
Durusu Havzası’nda RUSLE 3d yöntemi kullanılarak erozyon üzerinde etkisi bulunan
başlıca faktörlerin ortaklaşa değerlendirilmesi (Şekil 130) ile iki farklı sonuç elde edilmiştir. Bunlardan ilki erozyon risk derecelerinin tespit edilmesi (Şekil 131), diğeri ise yıllık toprak kayıp miktarının (Şekil 132) belirlenmesidir. Bunlardan birincisi bakımından altı ayrı erozyon risk sınıfı belirlenmiştir. Araştırmanın ikinci sonucuna göre ise havzanın 1/2 sinden fazlasında yıllık toprak kaybı miktarının 5 Ton/Ha/Yıl değerinden daha az olduğu sonucuna ulaşılmıştır.



Durusu Havzasının Erozyon Risk Sınıfları Haritası

Elde edilen bu sonuçların güvenilir olup olmadığı arazi çalışmaları ile de
doğrulanmıştır. Sonuç haritasında yüksek ve çok yüksek oranda toprak kaybının gerçekleştiğilokasyonların, zemin örtüsünün olmadığı açık araziler, vadi yoğunluğu ile eğim değerlerinin fazla olduğu kısımlar, ince taneli kolayca taşınabilen toprakların bulunduğu sahalara karşılık geldiği dolayısıyla da taşınan toprak miktarının da yüksek olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak RUSLE yönteminin doğru sonuçlar verdiği ve bu sahalar için doğru haritalamanın yapılabildiği sonucuna varılmıştır.

İNDİRME LİNKİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ LİNKLER

Coğrafi Bilgi Sistemleri Ders Kitabı